Yerli ve Milli Parti
Gönüllü Ol
YMP Üyesi Ol
Parti Programı

 

YERLİ VE MİLLİ PARTİ

PROGRAMI

 

Partimiz ve tüm dava arkadaşlarımız toplumun içinde bulunduğu durumu iyi analiz eden, ihtiyaçları tespit eden ve hızla gelişen Dünyanın yeni düzeninde Türkiye'nin en iyi yere gelmesi için gece gündüz çalışan, liyakatli, yurtsever ve her şeyden önce insanı insan olduğu için baş tacı eden bir ekiptir. “Ben yok”, “biz var.” “Tek adam yok” birbirine inanmış güvenmiş donanımlı “bir takım” var.

Biz istişareye inanırız. Birlikten kuvvet doğar. Çok Danışan çok yol alır. Türkiye'nin özlediği Adaletin Bekçisi biziz. Huzur ve güven her vatandaşın hakkıdır.

Alabildiğine Yerli ve Milliyiz. Ama bir o kadar da çağdaş ve Evrenseliz. İçi boş sloganlara günübirlik nutuklara inanmıyoruz.

Araştıracağız, en iyisini bulacağız ve hayata geçireceğiz.

SİYASİ HAYAT

Önce, Siyasette hakarete, kavgaya son vereceğiz. Her Parti fikrini söylemeli, Vatandaş hangisine inanıyorsa özgürce tercihini yapmalıdır.

“Siyasi Partiler Yasası” acilen değiştirmeli, partiler daha özgür olmalı, fikirlerini ve ne yapacağını açıkça söylemelidir.

Partiler, delege ağalığından kurtarılmalıdır.

Buna paralel olarak, artık çok eskimiş olan Siyasi Partiler Kanunu, Dernekler Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu, günümüzün gelişen ve değişen şartlarına uygun hale getirilmelidir.

Siyasete kalite, seviye ve yüksek katılımı sağlamak için “Sivil Toplum Kuruluşları” desteklenmelidir. Anayasa, tüm Partilerin katılımı ile sıfırdan yeniden yazılmalı, ancak ilk 4 maddeye dokunulmamalıdır.

Siyasi Partiler Yasası, tamamen yasakçı bir şekilde hazırlandığı için tüm partiler adeta tek tip Tüzük yapmakta bu da gelişmeyi önlemektedir.

Her Parti, tamamen özgürce tüzük yapmakta serbest olmalı, tek sınır Evrensel Hukuk, Anayasa ve Genel Ahlak ölçüleri olmalıdır.

PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Partide İlçe veya İldeki yöneticiler, Genel Merkez Yöneticileri ve Genel Başkan eşit şartlar sahiptir. Kimse, kimseden üstün değildir. Herkes, hesap sorabilir. Her yönetici de sorulara cevap vermek zorundadır. Dikkat edilecek tek husus, düzen ve disiplin sağlamak için “hiyerarşiye saygı” göstermek ve her soruna anlayışla yaklaşmaktır.

DENETLEME – DENGELEME MERKEZLERİ

 Türkiye'de Başkanlık sisteminin en büyük zaafı, İdare edenleri denetleyecek hiçbir mekanizma kalmamasıdır.

Oysa, demokrasinin en kesin şartı “denetlenebilir” olmaktır. Bunun için her Bakanlıkta mutlaka bir “Teftiş Kurulu” olmalı,

“Devlet Denetleme Kurulu” çok güçlendirilmelidir.

Devlet Planlama Teşkilatı 5’er yıllık Master planlarla, her 5 yılı sahada planlamalı, ayrıca yaptığı plana uyulup uyulmadığını kontrol gücüne sahip olmalıdır.

Teftiş kurulları, DDK, Devlet Planlama Teşkilatı gibi kurumlar arasında bir astlık-üstlük değil, bir iş birliği kurulmalıdır.

DEVLET – BİREY İLİŞKİSİ

Artık “Devlet Baba” yok. Korkutan, yasakçı Devlet olmamalı, birey öne çıkmalı, birey hakları korunmalıdır. Devlet sadece denetleyen, düzenleyen bir birim olmalı, bireylerin ifade özgürlüğü asla kısıtlanmamalıdır.

Özellikle, gençlerin her alanda önü açılmalı, Devlet kişinin gelişmesi için tüm imkanları seferber etmeli. ‘İnsanı yaşat ki Devlet Yaşasın’ sözü hiç akıldan çıkmamalıdır.

EVRENSEL HUKUK

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine, Devletin her birimi harfiyen uymalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları 24 saatte işleme konulmalıdır.

stanbul Sözleşmesi için acilen bir Komisyon kurulmalı, bu Komisyonun vereceği karara göre işlem yapılmalıdır.

SEÇİM SİSTEMİ

Uygulanan seçim sistemi yanlıştır. Pek çok oy boşa gitmektedir. Milyonlar sandığa gitmemektedir. Milli iradenin tam olarak gerçekleşmesi için, Siyasi Partilere, Tüzüğünü özgürce hazırlama imkânı verilmeli, İl veya İlçe kurma zarureti ortadan kaldırılmalı, bir parti Anayasaya uygun olarak kurulduğu an seçime katılabilmelidir. Kurultayınıyapan Parti'nin 6 ay bekleme mecburiyeti ise tam bir Hukuk garabetidir.

Bir Parti Genel Merkezini kurmuş, Tüzük ve programı denetimden geçmişse artık seçime katılabilmelidir.

41 İl, onun 1/3’ünde İlçe kurmak, sonra kurultayı yapmak ve üstüne 6 ay beklemek, tamamen özgürlüklere ve Demokrasiye aykırıdır.

“Anayasa, Siyasi Partiler Demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır” diyor ama partinin seçime katılmasında mantığa sığmayan birçok şarta bağlanıyor.

Siyasi Partiler Yasasının çağa uygun, Dünya standartlarına paralel şekilde düzenlenmesi lazımdır.

PARLAMENTER SİSTEM

Başkanlık Sistemi, hiçbir açıdan Türkiye'ye uymamıştır… Bir kere, bu sistemin bir tek denetim mekanizması yoktur. Hukukun Üstünlüğü tamamen rafa kaldırılmış, Hakimler dahil her birim, gözünü tek adama dikmiştir. Sonuçta Adaletsiz, Huzursuz, Güvensiz ve Ekonomisi paramparça bir ülke ortaya çıkmıştır.

Çağa uydurulmuş, eksiklikleri giderilmiş, Güçlü bir parlamenter sisteme dönüşten başka çare yoktur.

Ancak bunun için, Parlamentoda bir türlü yeterli oy bulunamamaktadır. O halde tüm partilerin Vatan için anlaşmaları gerekmektedir.

 

Oy birliği ile yepyeni bir Anayasa yapılabilir. Tüm eksiklikler giderilebilir.

“Kuvvetler ayrılığı” kesin çizgilerle sağlanmazsa ülkeye huzur ve güven gelmez.

Ayrıca, faydası bilinen Senatonun tekrar kurulması lazımdır.

“Türkiye Milletvekilliği” Donanımlı Bakan ve Milletvekili seçmenin tek yoludur.

Ülkemizde çok tecrübeli siyasetçiler bir kenara atılmaktadır.Oysa onların tecrübelerinden istifade etmek gereklidir. Bu nedenle eski Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Meclis Başkanları, kurulacak Senatoda “bilge insanlar” olarak yer almalı, Vatana hizmet etmelidir.

FİKRİ HAKLAR

Yazan, çizen, üreten, bir şeyler icat eden insanların hem tescil ve patent işlerini kolaylaştırmalı, hem de onların hakları Yasayla, Mahkemelerce veya Valilerce koruma altına alınmalı, kimsenin emeği başkalarınca kullanılmamalıdır.

YARGI

Hakimler ve Savcılar, Adalet için, ayrı binalarda çalışmalı, duruşmada hâkim kürsüde, Savcı ve Avukatlar aşağıda eşit koşullarda çalışmalıdır.

HSK, iki ayrı binada, bütçesi ve kadrosu ile müstakil çalışmalı, Hakimler Kurulu ayrı, Savcılar Kurulu ayrı iki Kurul olmalıdır.

Adalet Bakanı veya Yardımcısı bu Kurularda olmamalıdır. Yürütmenin temsilcisi Adalet Bakanı, HSK’nın yani yargının başında olunca, Kuvvetler Ayrılığı İflas etmiş, “Adalet” en az güvenilen kurum haline gelmiştir.

Yüksek Mahkemelerin verdiği karara veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği karara uymayan alt mahkeme derhal emekli edilmeli, Mahkeme kararını uygulamayan idare temsilcisi olursa, o da anında görevden alınmalıdır.

Mahkeme kararlarını” tanımıyorum” diyerek eleştiren, yazılı veya sözlü beyanda bulunanlara, derhal ve resen dava açılmalıdır. Aksi halde yargıya güven tesis edilemez.

Cezada ve Hukukta tüm aşamalar bitmeden hiçbir karar infaz edilmemelidir.

İCRA İŞLERİ

İcra Müdürleri mutlaka “Hukukçu” olmalı, eve haciz yasaklanmalıdır. 3 yıl süresince tüm çabalara rağmen bulunamayan borçlunun dosyası işlemden kaldırılmalı, milyonlarca âtıl duran dosyalardan icralar kurtarılmalıdır.

Yedieminlik, kamu görevi olmalı, özel yediemindeki eşyaların, harap olmasının önü alınmalıdır.

Çiftçi ve Esnafın, üretim araçlarına haciz yasağı olmalıdır.

DEVLET YAPISI

Emredici, yasakçı bir Devlet değil, kolaylaştıran, soran, danışan ve adaletli devlet arzulanır. Devlet memurları torpille, tanıdıkla, ahbap-çavuş ilişkisi ile değil, tam bir tarafsızlıkla alınmalı, mülakat kaldırılmalı, memurun bir saatlik sınavı değil, bütün geçmişi ortalama alınmalıdır.

Spora, camiye, kışlaya kesinlikle siyaset girmemelidir. Devlet adaleti, tam tarafsız, sağlık ve eğitimi en kolay ulaşılır, savunmayı ve güvenliği de çok güçlü kılmalıdır.

Çağdaş Devlet anlayışında Yasama, Yürütme ve Yargı çok keskin sınırlarla birbirinden ayrılmalıdır.

CUMHURBAŞKANI

Kusursuz işleyen bir “Meclis” herkesin rüyasıdır. Tek Adam rejimi Türkiye'ye uymamıştır.

Ancak, Parlamenter sisteme dönmek için Meclis’te bir türlü yeterli sayı bulunamamaktadır. Bu nedenle partiler bir defalık bir araya gelerek, yeterli sayıyı bularak, en iyi Anayasal sistemi birlikte kurmalıdır. Aksi halde sıkıntılar bitmeyecektir.

En önemlisi Cumhurbaşkanı hangi sistemle seçilirse seçilsin “bir defa seçilmeli” ve bir daha siyasete dönmemelidir. 5 yıl az ise 7 yıl olmalı ama, bir Cumhurbaşkanı konumu gereği gelecek seçimi düşünmemelidir.

BAKANLIKLAR

Son dönemlerde Bakanlık sayısı yarı yarıya azaltılmıştır. Bunun hiçbir yararı olmamıştır. Az bakanlık, iyice şişmiş, hantallaşmış ve hizmet azalmıştır.

Esnaf Bakanlığı, Yerel Yönetimler Bakanlığı, Doğal Afetler Bakanlığı kurulması artık zaruret olmuştur.

Bakanlıklar tek adamın keyfine göre değil, Bilim Adamlarının, Ar-Ge araştırmasına göre ve ihtiyaç oldukça kurulmalıdır.

Bakanlar mutlaka Parlamento içinden çıkmalı, hesap sorulabilir olmalıdır. Dışarıdan atanan Bakanlar siyasi kimliği olmayınca kendisini atayandan başka hiç kimseyi umursamamış, bu durum Bakanları hem parlamentoya karşı hem vatandaşa karşı mesafeli kılmıştır.

BELEDİYE BAŞKANLIĞI

En antidemokratik kural, Belediye Başkanının İçişleri Bakanlığınca alınmasıdır. Seçimle gelen Başkanı yürütmenin Bakanı, görevden alamaz. Ya mahkeme almalı ya da seçimle gelen seçimle gitmelidir.

Ayrıca Belediye Başkanlığı boşalınca, Belediye Meclisi'nden birinin onun yerine seçilmesi, Milli İradeye saygısızlıktır.

Halkın seçtiği Başkanı alıp, onun yerine halkın Başkan olarak seçmediği bir Meclis Üyesini getirmek seçmen iradesini yok saymaktır.

Böyle bir durumda derhal Başkanlık seçimi yapmak en doğrusudur. Çünkü Egemenlik Milletindir.

MUHTARLIKLAR

Muhtarların bütün yetkileri yok edilmiş, demokrasinin ilk durağı olan muhtarlıklar boş oturur bir duruma gelmiştir.

 

Doğrusu, Belediye Meclislerini kaldırmak, Muhtarları güçlendirerek Belediye Meclisinin seçilmiş muhtarlıklardan meydanagelmesini sağlamaktır.

SOSYAL GÜVENLİK

En düşük emekli maaşı asgari ücret kadar olmalı, asgari ücret de iktidarın keyfine veya sendikaların cesaretini bağlı olmadan her yıl enflasyona bağlı olarak otomatik bir şekilde yükselmelidir.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

Maalesef ülkemizde demokrasinin vazgeçilmez bir unsuru olan Sivil Toplum Kuruluşları ve Sendikalar birer levhadan ibarettir. Sivil Toplum Kuruluşlarının fikirlerinin sorulmadığı gibi yönetime katılmaları istenmemektedir. STK’lar birer yazıhane gibi kullanılmakta, fikir üretilmemektedir.

Bu kuruluşlardan faydalanmak için bir yandan Devletçe desteklenmeli diğer yandan da mali bakımdan olanak sağlanmalıdır.

KÜLTÜR VE SANAT

 ‘Kültür’ başkadır, ‘Turizm’ başkadır. İkisinin tek bakanlıkta olması yanlıştır. Turizm ticari bir iştir. Gelir temini esastır.

Kültür ise örftür. Ülkenin birikimidir, sanattır. Ayrı bakanlıklarda olması gerekir.

Gençler pahalılık nedeniyle kitap okuyamamaktadır. Her gencin okuması gereken 100 kitap tespit edilmeli ve eğitimin her sınıfında 10'ar adet olmak üzere gençlere bedava kitap verilmelidir.

“Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” O nedenle müzik, resim, bale gibi sanat kolları için okullar açılmalı, sanatçılara geçimini temin edecek iş imkânı ve sigorta desteği sağlanmalıdır.

PARA POLİTİKALARI VE YÖNETİMİ

Varlık fonu ve Özelleştirmeler için derhal uzmanlarca birkomisyon kurulmalı, bu iki kurum yasalar ve yönetmeliklerle yeni ve çok sıkı bir rejime tabi tutulmalıdır.

Ziraat Bankası tarıma, Halk Bankası esnafa, Vakıflar Bankası da sanayiye yönelmeli, kefil almadan kredi vermelidir.

Merkez Bankası Başkanı ve Yönetimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 2/3 çoğunlukla atanmalı, tam bağımsız olmalı ve süresi bitmeden görevden alınmamalıdır.

Kur Korumalı Mevduat kaldırılmalıdır. Merkez Bankası ve Banka Yönetimlerine siyasilerin girmesi yasaklanmalı, uzman olmayanlar para yönetiminde görev almamalıdır.

VERGİLER

“Az kazanandan az, çok kazanandan çok” vergi alınmalıdır.Vergi borcu af edilmemeli, ama her başvuru geri çevrilmeden ödenebilecek takside bağlanmalıdır.

Ticari ve sosyal hayatta “elden” ödeme tamamen kaldırılmalı, her ödeme bankadan yapılarak, ekonomi tamamen kayıt altına alınmalıdır.

SAYIŞTAY

Devletin en önemli unsuru para akışını denetlemektir. Sayıştay tamamen devre dışı kalmış, para akışı kontrol edilemez duruma gelmiştir. Harcamaların denetimi hemen hiç yoktur.

Sayıştay, yeniden ve her kuruluşu denetleyecek donanımla hayata geçirilmelidir.

İLETİŞİM

İnternet her yerde, evde, işyerinde, okulda, açık alanlarda, rahat ulaşılabilir ve bedava olmalıdır.

Her öğrenciye bedava Laptop verilmeli, gençlerin Dünya ile bağları hiç kopmamalıdır.

MEDYA

Medya tarafsızlığını tamamen yitirmiştir. Ya İktidarın ya Muhalefetin ya da İş Dünyasının emrine girmiştir. Oysa, özgür ve tam bağımsız medya, Adaletin de, Demokrasinin de, temelidir. Devlet iş adamlarına verdiği teşvikleri, faizsiz krediyi, medyanın bağımsızlaşması için kullanmalıdır.

AR-GE

Her Belediyede ve Bakanlıkta tam teşekküllü Araştırma Geliştirme birimleri olmalıdır.

Bu birimler doğrudan Tübitak’a bağlı çalışmalı, her yıl ne gibi çalışma yaptıkları kitapçıklar halinde bütün kurumlara dağıtılmalıdır.

Tübitak’ta hangi kurumun Ar-GE’si neyi iyi yapmış, neyi eksik yapmış ve ne yapması gerekir ise Ar-Ge Başkanlığı'na rapor etmelidir.

ŞEHİRLER

Bugün itibariyle, bir şehirden 5 misli nüfusa sahip 20'den fazla ilçe vardır. Bu bir garabettir. Derhal nüfusu 100.000’i geçen ilçeler İl olmalı, bu garip durum ortadan kaldırılmalıdır.

Büyükşehir ayrımı da yanlıştır. Bütün şehirler aynı statüde olmalıdır.

TURİZM

Turist çekebilen her şehire, hızlı ulaşım şarttır. Havaalanı yanında, denizyolu ve otobanlar turistik bölgelere ulaşmalıdır.

Ayrıca her turistik yörede Otelcilik Okulu açılmalıdır.

 Türkiye deniz turizmi dışında, kış sporu, spor kampları ve tarihi yerler için turist çekmek amacıyla hemen bir master plan hazırlamalıdır.

Özellikle, Efes’in hemen yanına havaalanı, hızlı tren yapılmalı, Meryem Ana evinin etrafı otellerle, sosyal tesislerle donatılmalı oranın bir Turizm Merkezi haline gelmesi sağlanmalıdır.

TOKİ ve KİRALAR

Kira artık bir devlet sorunu olmuştur. Arabuluculuk şartı yetersizdir. Açılmış davanın her duruşmasında hâkim arabulucuya gidilmesini önermelidir. Bu, dava sayısını azaltacaktır.

Kira tahliye kararları hüküm kesinleşmeden icraya konulmamalıdır.

TOKİ, lüks inşaatı bırakıp bugünkünün 3 – 5 katı sayıda sosyal konut yapmalıdır. Bu durumda binlerce yeni ev, kiraları derhal aşağı çekecektir. Ayrıca şehir içinde yabancılara konut satışı durdurulmalıdır.

ULAŞTIRMA

Bütün şehirler, 5 yıllık bir Master planla hızlı trene kavuşmalıdır. Hızlı tren olmayan şehir kalmamalıdır. Ulaşım kalkınmanın

temeldir. Deniz taşımacılığına önem verilmeli, turist çeken yörelere, otoban ve havalimanı varsa genişletilmeli, Yoksa hemen yapılmalıdır.

YAP – İŞLET - DEVRET

Bu model ıslah edilmeli, hep aynı kişilere iş verilmesi önlenmelidir.

Ayrıca, davet usulü değil, herkese açık ihale olmalı, davet usulü ile adam kayırma dönemi sona ermelidir.

ENERJİ

Dünya'nın geleceği enerjidedir. Bir Master planı ile Türkiye, güneş enerjisi ve rüzgâr enerjisi için ayağa kaldırılmalıdır.

Enerjide dışa bağımlılık beş yıl içinde sona ermeli, Doğalgaz ve Elektrik Dağıtımı mutlaka özel sektörden alınmalı ya Devlet ya Belediyeler aracılığı ile dağıtım yapılmalıdır.

Enerji Bakanlığı HES, GES, RES, Biyoenerji, termal enerji ve yenilenebilir enerji konusunda, ayrı ayrı birimler kurmalı, bankalar da enerji konusunda, kredi verme işlerini hızlı ve kolay yapmalı, ülkede enerji seferberliği başlamalıdır. Üniversiteler ve enerjide başarılı şirketler birlikte çalışma yapmalıdır.

HAYVANCILIK

Hayvancılık ile geçinen kişilere kredi ve damızlık hayvan verilmeli. Bundan sonra 2 yıl yem desteği sağlanmalıdır. Her İlçede, süt toplama, et kesim ve soğuk hava tesisi, et stoklama ve pazarlama müdürlükleri kurulmalıdır.

EĞİTİM

Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalı, Özel Eğitim Kurumları ile Devlet Okulları aynı seviyede eğitim vermelidir. Her İktidara göre kitaplar ve müfredat değişmemeli, eğitim her iktidara göre değil, Devlete, Millete ve Evrensel gelişmişliğe göre şekillenmelidir.

DİN EĞİTİMİ

Din Eğitimi tek kuruma bırakılmayacak kadar önemlidir. Diyanet işleri ile Millî Eğitim Bakanlığı, Din Eğitiminde mutlaka birlikte çalışmalıdır.

Halkın dini tercihlerine saygı gösterirken, Laiklik ilkeleri de göz ardı edilmemelidir.

SAĞLIK

Özel olsun, Devlet olsun tüm hastanelerde acilde ücret olmamalı, kaza ile gelenlere ücret sözü bile edilmemeli, bunun için devlet disiplinli bir sistem kurmalıdır.

İlaç payı gibi, bıçak parası gibi, çağdışı uygulamalara izin verilmemeli, her şey denetim altında ve adaletli olmalıdır.

ENGELLİLER

Ülkemizde 10 Milyonun üstünde engelli vardır. Bunların yaşamlarını korumak için sadece bu işe bakan tam donanımlı bir “Engelliler Bakanlığı” kurulmalıdır.

Engellilerin rapor işleri, aylarca sürünceme bırakılmadan 15 gün içinde çözülmelidir.

PLANLAMA

Devlet Planlama Teşkilatı, acil kurulmalı. Sadece yatırımlar değil, akla gelen her konuda tam yetkili olarak 5’er yıllık planlama yapmalıdır.

ÇEVRE

Çevre polisi kurulmalı, parkları ve sahilleri yeşil üniformaları ile sürekli denetlemelidir.

Çevre polisi aynı zamanda sokak hayvanlarını da kontrol etmeli ve çevre polisi sadece Çevre Bakanlığına bağlı olmalıdır.

ÜRETİM

Fabrikada, Tarlada her alanda üretim artırılmalıdır. Pahalılık da enflasyon da üretime bağlıdır.

Özellikle bir tarım cenneti olan ülkemizde teknolojik tarım, modern pazarlama, çiftçiye destek, ülkemizi kalkındırmanın temelidir.

TARIM

 Çok özel bir tarım Yasası çıkarılarak, Tarımda 5’er yıllık planlama yapılmalıdır. Hangi yıl, nereye, hangi ürün ekilecek, planı yapılmalı, her köye bir Uzman Ziraat Mühendisi görevlendirilmelidir.

 Köylüye tohum, ilaç, gübre, ekim zamanı Devletçe verilmeli, bedeli faizsiz olarak hasatta alınmalıdır. Köylünün ürününü satın alacak Kooperatifler kurulmalı, pazarlamayı Devlet yapmalıdır.

ORMANCILIK

Özel bir yasa ile mevcut orman davaları çözüme bağlanmalı, 2B sorunu tamamen ortadan kaldırmalıdır.

Orman çevrelerinde sürekli denetleme yapılmalıdır. Orman yangını için söndürme uçakları eksiksiz satın alınmalıdır. Her ormanda rahat su alınacak vanalar ve hortumlar hazır olmalıdır. Orman Polisi açık yeşil üniforma ile, Orman Bakanlığına bağlı olarak çalışmalıdır.

Ormana yakın her pistte bir Orman Helikopteri hazır beklemelidir.

DOĞAL AFETLER

Acil bir “Doğal Afetler Bakanlığı “ kurulmalı, burada uzmanlar ve öğretim üyeleri sürekli eğitim vermeli. THK, Bayındırlık işleri, AFAD, Kızılay gibi bu işle alakalı her birim doğrudan bu Bakanlığa bağlı olmalıdır.

Sel veya deprem hattı üzerinde olan yörelerde, depolarda ihtiyaç duyulabilecek her türlü malzeme hazır tutulmalıdır.

DENİZ

Üç tarafı deniz olan Ülkemizde, denizlerimiz hiç değerlendirilememiştir. Denizyolu, hızlı tren gibi 5 yıl içinde en modern şekilde geliştirilmeli yolcu ve eşya taşımacılığı tamamen Deniz tarafına yığılmalıdır.

Ayrıca, her sahilde bir “Balıkçılık Kooperatifi” kurulmalı, balık avlama, muhafaza ve pazarlama için sahillere yatırım yapılmalıdır.

Kentsel dönüşüm gibi “Deniz Kenarı Dönüşüm Yasası” çıkmalı, sahillerdeki yüksek binalar tamamen tek veya kademeli şekilde iki katlıya dönüştürülmelidir.

DIŞ POLİTİKA

Dış politikada özellikle sınır komşuları ile barış ön planda olmalıdır. Tam bağımsız Türkiye demek; hiçbir Devletin düşmanı ya da uydusu olmamak demektir. Dış Politikada ölçümüz “milletimizin menfaati” olmalıdır.

İHA VE SİHA’lar

Vatanımızın savunması için yapılan İHA, SİHA, TANK vs gibi her araç için gereken destek verilmelidir. Bu araçların satışından ülkemize büyük miktarda döviz girdiği unutulmamalıdır.

Bu tür savunma araçlarını yapanların herhangi bir siyasi görüşe sempatili olmaları asla gündeme getirilmemeli, “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır” sözünden hareketle bu kişilere sahip çıkılmalıdır.

DIŞ TÜRKLER

Türkiye dışındaki Türk Devletleri ve Türk topluluklarla ilişkileri sıcak tutmak, kardeşçe ve sevgi içinde dostlukları pekiştirmek esastır.

AVRUPA BİRLİĞİ

Avrupa Birliği'ne tam üyelik Türkiye'nin hedefi olmalıdır. Neler yapılması gerekiyorsa hiç vakit kaybetmeden gereği yapılmalı “tam üyelik” gerçekleştirilmelidir.

TERÖR

Partilerin tek hedefi terörle mücadeleye elinden geldiğince yardımcı olmalıdır. Terörün her türlüsünü def etmek her vatandaşın vatan borcudur.

Terörün sıfırlanması için MİT’in, Askeri İstihbaratın, İç ve Dış İşleri Bakanlığı uzmanlarının sürekli çalıştığı ve çözüm ürettiği bir “Terörle Mücadele Bakanlığının” kurulması da düşünülebilir.

KIBRIS POLİTİKAMIZ

Türk Ulus’unun ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türkünün her türlü çıkarları yüce Türk Milletinin iradesi ile oluşan Milli Dış Politikamız çerçevesinde ısrarla korunacaktır.

Ege'de Doğu Akdeniz’de ve Kıbrıs'ta, Girit ve Filistin örnekleri dikkate alınarak hiçbir oldubittiye izin verilmeyecektir.

Anavatan Türkiye'nin de desteklediği Egemen eşitlik temelinde iki devletin iş birliğine dayalı siyasetten hiçbir suretle taviz verilmeyecektir Aksine bu ulusal ve değiştirilemez siyaset, KKTC’nin tanınması nihai hedefimize paralel olarak uluslararası camiaya en etkin yöntem ve aracılar kullanılarak iletilecek ve uluslararası her ortamda kararlılıkla savunulacaktır.

MAVİ VATAN

Türkiye Cumhuriyeti toprakları nasıl canımız, kanımız vatanımız ise, Denizlerimizde “mavi vatanımızdır.” Ne pahasına olura olsun Mavi Vatan savunulmalıdır.

İSLAM DÜNYASI

Türk Cumhuriyetleri ile ilişkiyi kardeş Devletler çizgisinde tutarken, İslam dünyası ile ilişkilerimizi son derece sevgi ve saygı ile götürmemiz gerekir.

Diyanet işleri Başkanlığına, İslam Dünyası ile ilişkiler için yetki verilmeli İslam ülkeleri ile Dini Eğitim konusunda ilişkiler arttırılmalıdır.

PROGRAMIN SON HÜKÜM CÜMLESİ

Bu program bir çerçeveden ibarettir. Türkiye'nin bütün sorunlarını, ya da yapabileceğimiz tüm çözümleri elbette bir kitapçığa sığdıramayız.

Ama, şunu yürekten söylüyoruz ki;

Her şey, Vatan’ımız içindir.

Her şey, Atalarımıza saygı, evlatlarımıza, torunlarımıza, mutlu ve zengin bir vatan bırakmak içindir.

Bunun için kurulduk.

Bunun için liyakatli, tam donanımlı ve Vatanı için, Bayrağı için canını vermekten çekinmeyen tarihin en güçlü kadrosunu kurduk.

ALLAH yardımcımız olsun…

 

Aziziye Mahallesi Piyade Sokak No:27